UÇUCU PERSONELİN SÖZLEŞMEDEN KAYNAKLANAN ALACAKLARI
4857 sayılı İş Kanununun 4. maddesinde hava taşımacılığı işinde çalışanların İş Kanununa tabi olamayacağı belirtilmiştir. Ancak bu durumun istisnaları mevcuttur ve havacılık sektöründe olup, İş Kanununa tabi olan personeller de bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 4. Maddesinde İş Kanununa tabi olamayacaklar sayılmışken aynı zamanda bu maddenin istisnaları da belirtilmiş ve “Havacılığın tüm yer tesislerinde yürütülen işler” İş Kanunu kapsamına alınmıştır. Buna göre aynı firmanın yer tesislerinde çalışan personel açısından 4857 sayılı İş Kanunu uygulanırken, uçucu personel açısından ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun hizmet sözleşmesine ilişkin düzenlemeleri uygulanmaktadır. Bu durumda ise yer tesislerinde çalışan personel kıdem ve ihbar tazminatları gibi İş Kanunundan doğan alacaklara hak kazanırken uçucu personelin bu hakları bulunmamaktadır.
İş güvencesi hükümlerinin uçucu personele uygulanması;
Burada üzerinde durulması gereken bir diğer husus da, iş güvencesi hükümlerinin hangi şartlar altında uçucu personele uygulanacağı hususudur. Şöyle ki, uygulamada uçucu personelin genellikle sendikaya üye olması sağlanmakta ve imzalanan toplu iş sözleşmesinde de “4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinden yararlanır” ibaresi yer almaktadır. Hal böyle olunca sendikaya üye işçilerin iş güvencesi hükümlerinden faydalanması sağlanmaktadır. Bu durumda işveren açısından geçerli sebebe dayanmayan fesih yapılması halinde fesihten itibaren 1 ay içerisinde uçucu personel tarafından işe iade davası açılabilmektedir.
Ayrıca her ne kadar uçucu personelin 6098 sayılı Borçlar Kanununa tabi olacağı belirtilmişse de, hava taşımacılığı işinde çalışmayan, örneğin ilaçlama, yangın söndürme, paraşütle atlama gibi işlerin yapıldığı uçaklarda pilot olarak görev yapanlar açısından 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu ile 6098 sayılı Borçlar Kanununa göre uçucu personelin talep edebileceği tazminatlar;
4857 sayılı İş Kanununa tabi olan uçucu personel açısından kıdem ve ihbar tazminatı talep etme hakkı mevcut iken, 6098 sayılı Borçlar Kanununa tabi uçucu personelin de madde 434 ve 438’e göre bir takım alacak hakları mevcuttur. 6098 sayılı Borçlar Kanunu md. 434’e göre hizmet sözleşmesinin fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işveren, işçiye fesih bildirim süresine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemekle yükümlü olmaktadır. 6098 sayılı Borçlar Kanunu md. 438’e göre ise hizmet sözleşmesi haklı sebep olmaksızın feshedilen işçi belirsiz süreli sözleşmelerinde fesih bildirim süresine; belirli süreli sözleşmelerde ise sözleşme süresine uyulmaması durumunda, bu sürelere uyulmuş olsaydı kazanabileceği miktarı, tazminat olarak isteyebilir. Ayrıca yine 6098 sayılı Borçlar Kanunu md 438’e göre hâkim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak, ayrıca miktarını serbestçe belirleyeceği bir tazminatın işçiye ödenmesine karar verebilir. Ancak belirlenecek tazminat miktarı, işçinin altı aylık ücretinden fazla olamaz.
Uçucu personelin iş ilişkisinden kaynaklanan alacaklarında görevli ve yetkili mahkeme; Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise 4857 sayılı İş Kanununa tabi uçucu personel açısından görevli mahkeme İş Mahkemeleri iken, 6098 sayılı Borçlar Kanununa tabi uçucu personel açısından ise görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olmaktadır. Dava açılırken yetkili mahkeme ise genel yetki kurallarına göre davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemeleridir.
Yukarıdaki kısa açıklamalar aydınlatma amacı taşımakta olup, somut hukuki durumlara çözüm teşkil etmemektedir. Karşılaşacağınız hukuki sorunlar için bir avukata danışmanızı tavsiye ederiz.
Kılıç Hukuk Bürosu